Biyolojik Mücadele
Türkiye’de Biyolojik Mücadelenin Tarihçesi
Tarım alanlarında biyolojik mücadele amacıyla parazitoit ve predatörlerin kullanılması çok eski zamanlara dayanmaktadır. Predatörlerin yani avcı türlerin kullanımıyla ilgili ilk kayıt bilimsel çalışmalar başlamadan çok önceleri Çin’de turunçgil, Yemen’de ise hurma bahçelerinde avcı karıncaların kullanılmalarıyla ilgilidir. Parazitoitler ile ilgili ilk kayıt ise 1602’de Lahana kelebeği Pieris rapae’ ye karşı parazitoit Apanteles glomeratus’un kullanımıdır. Böceklerde hastalık etmenleriyle ilgili ilk çalışmalar ise 19. yüzyılda başlamıştır. İlk kayıtlar ipekcilik üretimi amacıyla kitle üretimi yapılan İpek böceğinde belirlenen hastalıklara aittir.
Türkiye’de biyolojik mücadele ile ilgili ilk kayıt ise 1912 yılında Osmanlı İmparatorluğuna bağlı Sakız adasında sorun olan Torbalı koşnil, Icerya purchasi’nin mücadelesinde kullanılmak üzere avcı böcek Rodolia cardinalis’in getirilmesidir. Bu avcı böcek 1932 yılında yeniden yurt dışından getirilerek Çukurova ve Ege bölgesine salınmıştır. Başarılı bir şekilde ülkemize adapte olan bu avcı böcek, günümüzde de geniş etkili ilaçlarla çalışması engellenmediği sürece etkili bir şekilde Torbalı koşnili baskı altına alabilmektedir. Türkiye’ye dışarıdan ithal edilen ikinci yararlı böcek Elma pamuklu biti, Eriosoma lanigerum’un parazitoiti Aphelinus mali’dir. Bu parazitoitde ülkemize adapte olmuştur. Daha sonraki yıllarda depolarda zararlı bazı güve türlerinin kontrolu için yine parazitoit olan Bracon hebetor, meyve ağaçlarında Dut kabuklu bitinin mücadelesi için Prospaltella berlesei, San Jose kabuklubitinin mücadelesi için Prospaltella perniciosi getirilmiştir. Halen ülkemizde Turunçgil unlubitinin biyolojik mücadelesinde üretilip salınarak kullanılan avcı böcek Cryptolaemus montrozieri ile parazitoit Leptomastix dactylopii 1965’de Adana (Zirai Müc. Araş. Ens.) ve Antalya (mülga Biyolojik Mücadele Enst./Seracılık ve Narenciye Araş. Enst.)’ya Kaliforniya’dan getirilerek üretilmeye başlanmıştır.
Ülkemizde biyolojik mücadele ile ilgili çalışmalar halen çeşitli üniversitelerin ilgili bölümleri ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığına ait Zirai Mücadele Araştırma Enstitülerin de sürdürülmektedir. Yakın zamanda yapılan bazı çalışmalardan örnekler verecek olursak, 1982 yılında turunçgil alanlarında zararlı olan Defne beyazsineği, Parabemisia myricae’nin parazitoiti Ç.Ü. Ziraat Fak., Bitki Koruma bölümündeki bir çalışma ile ABD getirilmiş ve bölgemize adapte olmuştur. Yine turunçgil alanlarında zararlı olan Turunçgil beyazsineği, Dialeurodes citri’nin biyolojik mücadelesi için avcı böcek Serangium parcesetosum Adana Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsünde 1990'lı yıllarda yürütülen bir çalışma ile Gürcistan ve Doğu Karadeniz Bölgesinden önce Çukurova'daki turunçgil alanlarına, buradan da Batı Akdeniz ve Ege Bölgesine gönderilmiştir. Bu avcı böcek de iyi bir adaptasyonla ülkmemize yerleşmiş ve etkili bir şekilde zararlıyı kontrol altına tutmaktadır. Daha önceki yıllarda çeşitli üniversitelerimizde ve Zirai Mücadele Araştırma Enstitülerimizde araştırma çalışmaları yapılan Mısır Kurdu, Ostrinia nubilaslis’in yumurta parazitoiti Trichogramma evanescens Adana Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsünde 1996 yılından bu yana kitle üretimi yapılarak, salım çalışmaları başlatılmıştır.
Biyolojik mücadele çalışmaları sadece faydalı böceklerin kitle üretimi ve salımı şeklinde olmayıp, faydalı böceklerin korunmasına yönelik olarak da yapılacak düzenlemelerle de yürütülmektedir. Son yıllarda zirai mücadele çalışmalarında bu yöntemin klasik biyolojik mücadeleye göre çok daha önemli olduğu ortaya konmuştur. Bu çerçevede ülkemizde de Türkiye tarımının ana zararlısı diyebileceğimiz buğdayda Süne, Eurygaster integriceps ‘in yumurta parazitoiti Trissolcus türlerinin kitle üretiminin yanı sıra doğada korunması için gerekli önlemler söz konusu olmaktadır. Faydalı böceklerin korunması çalışmalarında zararlının doğada aktif olmadığı zamanlarda, alternatif konukçu olarak parazitoitin varlığının sürdürebilmesini sağlayacak diğer bazı akraba türlere gerek duyulmaktadır. Süne'de özellikle yeşil alanların artırılması parazitoitinin alternatif konukçularını artırmada önemli olduğu için, Süne’nin zararlı olduğu alanlarda bitki desenin genişletilerek yeşil alanların artırılması için çalışmalar planlanmaktadır.
Benzer şekilde turunçgil alanlarında biyolojik mücadelenin sürdürülebilmesi için turunçgil alanlarımızın bir kısmında bulunan Pamuklu beyazsineğin parazitoiti, Cales noacki’nin, kırmızı örümceklerin doğal düşmanlarının, yine turunçgillerde zararlı Yaprak Galeri Güvesinin doğal düşmanlarının korunması da gereklidir.